5.8.10

Which Woman?


Senin için ne anlam ifade ediyorum dedi kadın adama. Adam da ağzına götürdüğü çatalı bir saniye durdurdu ve yemeğindeki salataya bakarak; "Kız arkadaş anlamını ifade ediyorsun." dedi.
Gülme ile iğrenme ortası bir tebessüm ile; " O zaman alışverişe götür kız arkadaşını." dedi kadın, birkaç damla gözyaşı akıtmakta da mani görmedi. Ağzındaki eti hunharca çiğnemeye çalışan adam tükürükler saçarak; " Hallederiz" dedi, ve patatesten bir ısırık attı ağzına.

Aylar, yıllardan dayak yememek için kaçtı, yıllar da diğer yıllardan dayak yememek için kaçtı...


İkisi evlendi. Bir gün adam oturmuş birası ile maç izlerken aniden televizyonu kapattı. Kadına döndü ve soğuk bir eda ile; "Senin için ne anlam ifade ediyorum?" dedi. Kadın da aynı soğuklukta cevap verdi; " Parası çok fazla olan bir koca anlamını ifade ediyorsun." Adam da neşeli bir tavır ile; "O zaman gidip film kiralayalım, beraber izleriz." dedi.

Ayrıldılar. Adamın çok fazla olan parası daha da çok fazla olmuştu yıllar fazlalaştıkça. Kadın da zaten para ile alabileceği her şeyi almıştı çok fazla parası olan adamdan. Adam da çok fazla parasını vermişti kadın için, hiç düşünmeden. Böylelikle beraber çıktıkları dağın zirvesinden tek başlarına inmeye karar vermişlerdi. Böylesinin daha heyecanlı olacağını düşünüyorlardı.

Kadın, adama durduk yere; " Senin için bir anlam ifade etmem lazım sanırım. Buna vereceğin cevap var mı?" dedi bütün içtenliği ve utangaçlığı ile. Adam da gözlerinin içine bakarak; "Çok fazladan çok fazla parası olan benim için, çok fazladan çok fazla olan paramın fazlaca bir bölümünü beraber paylaşacak sevgilim anlamına geliyorsun." dedi. Kadın bu hazır cevap karşısında afallamıştı. Fakat aklına gelen ilk şeyi bir çırpıda söyledi kadın; " O zaman alışveriş yapalım, çok fazladan çok fazla olan paradan fazlacasını eksiltelim." dedi. Adam da bir sürü banknot çıkarıp koydu kadının önüne. Ve; "İstediğini al, ben film izleyeceğim. Ne alınması gerektiğini bilirsin sen." dedi. Kalkıp gitti; kadını öyle paraların içerisinde yalnız bıraktı.

Aylar, yıllardan dayak yememek için kaçtı, yıllar da diğer yıllardan dayak yememek için kaçtı...



Adam arabada giderlerken aniden sordu soruyu; "Senin için bir şey ifade etmiyorum değil mi?" Kadın önce duraksadı, sonra da; "Bu nasıl bir söz öyle be adam! Kocamı ifade etmem gerekiyor ama ona da izin vermiyorsun!" dedi dalga geçilmiş mahallenin kabadayı erkek oğlanı gibi. Adam da aynı ses tonu ile cevap verdi; "Kocanın parasının olması lazım. Benimse çok fazladan çok daha fazla olan bütün param sadece biraz fazladan daha da az kaldı." dedi. Kadın az ileride bir toplu katliam görmüş gibi ağzını açtı. Aynı orantıda da gözlerini... Ama yaş gelmedi kadının o beyzbol topunu andıran gözlerinden. Zar zor bir cümle çıktı ağzından, silik bir şekilde; "Ben seni seviyordum, hala da seviyorum. Benim, senin sayende sahip olduğum gizli bir hesabım vardı. hep yarısından fazlasını oraya koydum, ve de hiç dokunmadım. Çünkü bir gün her şeyi tüketeceğimizi biliyordum. Çünkü bunları hesapladım, çünkü adi herif seni seviyorum. Parayı değil seni! Ve inan bana oradaki eder tamı tamına, çok fazladan biraz daha fazla." Adam ani bir fren yaptı. Kadın kafasını torpidoya vurmamak için emniyet kemerine sarıldı; faydası da olmadı değil. Adamın tek yaptığı gözlerine bakmak oldu. Gördüğü tek şey ise inmeye başlamış beyzbol topuna benzeyen o gözler oldu. Göz pınarlarına kadar neredeyse kuruydu kadın. Ve hile de yapmıyordu besbelli...

The crying woman is a scheming woman.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder