17.6.09

Let's talk about the talk

For millions of years, mankind lived just like the animals..
The something happened which unleashed the power of our imagination.
We learned to talk.
And we learned to listen.
Speech has allowed the communication of ideas, enabling human beings
to work together.
To build the impossible.
Mankind's greatest achievements have come about by talking.
And it's greatest failures by NOT talking.
IT DOESN'T HAVE TO BE LIKE THIS!
Our greatest hopes could become reality in the future.
With the technology at our disposal, the possibilities are unbounded.
All we need to do is ...
make sure ...
we keep...
t a l k i n g

Stephan Hawking

16.6.09

to Predigest


'' ... Bak mesela bana, bazen insanlar ' aa, sen ordamıydın ' der. Çünkü dikkat çekmem topluluk içinde. ''

Demişti bana. O zamana kadar fark etmediğim bir şey fark etmemi sağlamıştı.

Sadeleşmek !

Düşündüm, bütün hayatım boyunca; hep öne çıkan biri olmuştum. Hep akıllarda kalan biri olmuştum. Kimse bana sen ordamıydın diye bir soru yöneltmemişti. Neden böyle bir çaba içindeydim ki ?

Çok salak, çok yalancı, çok Loser biri değildim ki, dikkat çekmek için sebebim olsun. Ama olmalıydı, herşeyin neden/sonuç ilişkisi vardır.
Sonra bakıyorum, Aslan Burcu Erkeği'ne.
Alıntı: ukala, vurdumduymaz, umursamazdırlar. her$eyin en iyisini en kalitelisini isterler. dikkat çekmek uğruna her$eyi yaparlar. duygularını belli etmezler, o yüzden bazı tereddütler ya$arsınız. sıkıntıya gelemezler, üstüne dü$ülmesini hiç sevmezler, hemen daralırlar. sevdiler mi sonun kadar severler, her ne kadar kıskanç olmadıklarını söyleselerde yalandır çünkü kıskançtırlar ama hiç belli etmezler. kolayı değil zor olanı severler. eğer aslan burcu erkeğiyle güzel bir ilişki yaşamak istiyorsanız onun gibi vurdum duymaz davranacaksınız, üstüne dü$meyeceksiniz. kar$ısındaki kızla uğra$mayı sever kolay lokmadan hemen sıkılır, avucuna hemen dü$en kızlarla hevesenin alır ve hemen bırakır.
(cybill, 12.12.2002 09:55 ~ 19.10.2005 23:44



Boku burcuma atmak istemiyorum zira, böyle şeylere inanmam. Ama her yerde bunların yazılı olduğnu görünce; durup düşünmeden edemiyorum. Kendimi görüyorum, gerçek '' Ben'' i görüyorum. Çoğu kimsenin idrak edemediğini. Farkına varamadığını. Neden böyleyim ben diye düşünmek geçiyor içimden her defasında, ama sonra bakıyorum; ve böbürleniyorum. Süper meziyet bunlar ya diyorum.

Ama bu meziyetlerimden dikkat çekmeyi çıkartıyorum hayatımdan. İstemiyorum dikkat çekmek, istemiyorum... Çünkü o gün, O'nun söyledikleri çok dokundu bana.

Radikal kararlar alıyorum hayatımda, hemde hiç olmadığı kadar. Ruhsal olarak çok geçişken bir dönem içerisinde yürürken, herşey farklı geliyor bana. Her gördüğümden yepyeni hiç fark etmediğim anlamlar, mutluluklar, üzüntüler, saçmalıklar çıkarıyorum. Ağırlaştı beynim, eski kaçarılığım yok denecek kadar az, ama gene var; gene içimdeki kaçarı çocuk susmuyor. Ne kadar engellesemde. Ne kadar dizginlemeye uğraşıp, yorulsamda.

- Kadınlar depresyona girdiklerinde, saçlarını boyatırlar; ben de radikal kararlar ile kendimi sadeleştiriyorum....

3.6.09

Lets Put A Smile On That Face


Babam yeni arabamı alıp gelmişti eve. Kullandım arabayı memnun kaldım ve çok mutluydum. Hemen heyecanla arabama müzik cd si yapayım dedim. Boş cdlerimi ararken bazanın altında bir ayakkabı kutusu gözüme çarptı; acaba bunda mı lan dedim. Kutunun pek bir artısı yoktu, ya da albenisi. Bildiğimiz Converse kutusuydu. Ama işte his...

Açtım kutuyu ve hiç beklemediğim bir şeyle karşılaştım. Ellerimde küçükken yere oturup hayal dünyam ile konuşturduğum, dövüştürdüğüm, bir şeye sinirlenip duvara fırlattığım oyuncaklarım !
Hepsini annem-babam saklamış. Bana da söylememişler. Kaç senedir oradalar ve ben bilmiyordum... Tabi o andan itibaren yemişim arabayı dedim. Ve her bir oyuncağa bakarak onunla neler yaptığımı düşündüm. Yüzümde aptal bir sırıtma vardı. Yüreğim sıcacık olmuştu. Uzun zamandır hiç bu kadar masum olduğumu hatırlamıyorum...

Batman, Harvey The Two Face, Robin, Action-Man, Power Rangers ve daha niceleri... Hepsi ellerimdeydi, hepsi hatıralarımdaydı.

Keşke o zamana dönebilsem. Hayatım oyuncaklarımdan ibaret olsa. Ağlamaktan gözlerim şişse, ama bir anda tekrar gülebilsem, bazı şeylere akıl sır erdiremeyip, saatlerce boş boş etrafa baksam. Birileri peşimde pervane olsa.
Ben çocukluğumu istiyorum, oyuncaklarım hazır !