8.9.10

Şimdi Anladım Biliyor Musun?


3 yıl sonra tekrar gördüm seni. Sen beni fark etmedin bile.

Senin olduğunu bilmeden "Oha, ne güzel hatunmuş tam benlik." dedim ve adımlarımı sana doğru sıklaştırdım. Sen sağa dönüp eczaneye girdiğinde ise seninle tekrar tanıştım...

Elim ayağım titredi.

Bütün hayati sıvım beynime hücum etti.

Öylece baktım.

Kendimi dışarı atsam mı diye düşündüm; ama sonradan fark ettim ki zaten dışarı kaçmışım.


Neden böyle oldu ki? Neden yani? O kadar zaman geçmesine rağmen neden seni görmeye böyle bir reaksiyon verim ki? Seni kaybetmekten korkuyordum hep, kaybedeceğimi hissettiğimde de hep bunlar olurdu; ama olay şu ki, ben seni zaten 3 ıl önce kaybettim!


Aklıma zamanında hiç de önemsemediğim bir olay geldi. Ve bunu şu an çözebilmenin verdiği acıyı tüm kan pulcuklarım bile hissetti.

İlişkimizin en çetrefilli olduğu zamanların başıydı, ya da belki de ilk olayıydı.

Gene boktan bir şeye kavga ediyorduk. Tek odalı evimiz(Ah, evimizdi o değil mi? Pislik!)in odasına gitmiştin bana laflar söylenerek. Ben de oralı olmayarak salonda bilgisayar başında kalmaya devam etmiştim. Ya da televizyon izliyordum. Neyse, önemi de yok zaten!

Uzun süre sesin çıkmadı. Sonra ağlayarak tuvalete gitmiştin. Kapıyı kilitlemiştin. Bir terslik olduğunu anladım ve kapıyı zorladım. Zorla girdim içeri. Panik atak var bende, bilmiyordun. Ben de bilmiyordum o zamanlar tabii.

Boş filtreleri gördüm. İçmiştin bir sürü anti-depresan ve uyku hapını.

Binbir zorlukla kusturdum. Ağladım. Yalvardım. Bağırdım. Ama çıkarttırdım bütün o hapları.

Sonra odada dizimde bütün gece ağladın. Bense hiçbir şeyi fark etmeden seni izledim. Seni tekrar kurtardığımı düşündüm. Çok komik değil mi?

Ama fark ediyorum ki, sen zaten beni uyarmak istemişsin. Zaten hap alarak intihar etmek isteyenler uyarı vermek istemez miydi, yardım çağrısı değil miydi? Ben bunu fark edemedim işte...


Benden kurtulmak için içmedin sen onu ya da beni korkutmak için de değildi. Bana uyarı vermek içindi. Ve inanır mısın ben bunu ayrıldıktan 3 sene sonra seni tekrar gördüğümde fark ettim. Acı oldu.

Hala benim için en "taş" hatun sen olacak. Çünkü sen benim istediğim yaşamımdın. Yaşadım seni. Yaşadık bizi. Öldük sonunda da. Her yaşayan organizma gibi.

Ama hala nefret ediyorum senden bunu da bil oldu mu?

8 yorum:

  1. Keşke hiç görmeseydin. Keşke hiç hatırlamasaydın.

    Arkadaşın olarak sadece yanında durabilirim. Konuşmam, sormam, kızmam, yargılamam. Sadece seni dinlerim. Elimden gelen bu.

    YanıtlaSil
  2. sen o 'taş'ı kendin hayatından çıkardın işte bunun farkında değilsin. sen milletin ağzına s.ç sonrada gel elim ayağım titredi. bu ne lan. saçmasalak paranoyalarınla bitirdin kendini şimdide haykırmak mı yaptığın. nedenlerini sorgulayacağına bunca zaman, hayatta tek değişmeyenin 'sen' olduğunu kabul et önce.

    YanıtlaSil
  3. Ne haykırmak ne de başka bir şey. Geç dalganı eğlen bakalım. Hala terbiyesizlik yap. Basmayacak hiçbir zaman.

    YanıtlaSil
  4. haykırmak değil de ne peki bu? kimsenin dalga geçtiği falan yok zaten. ki son 2 cümleyi üstüme alınmıyorum ben, onu başkasına söyliceksin. sen zaten 'pislik' vs. diyerek özel ve güzel kalması gereken şeylerin üstüne yeterince terbiyesizlik yapıyosun. gestapo hayat tarzını benimsediğin sürece ki hatta değişmediğin sürece ne bunu unutabilceksin ne de bu özel şeylerin üstünü kapatıcak birşey bulacaksın. tek beraberliğin değil, yaşanılan ve yaşatılması gereken şeyleri de kirletmeye devam ediceksin.
    kaybettiğini hissedecek duruma gelen şeyin ne olduğunu hiç mi düşünmedin iki küsür sene boyunca? insanların sana göre biçimlenmesini istedikten sonra bunun sonuçlarıda böyle olur. başkalarının hayatlarını yönetmek istemektense kendi hayatını elinde tutup şekillendirmeye bak çünkü üstünden 3 yıl değil 30 yılda geçse suçun hala başkalarında olduğuna inanıcaksın.

    YanıtlaSil
  5. onlar içildiğinde ne uyarısıydı peki o psikopat obsesif aklın tam anlamıyla idrak ettimi acaba meraklandım bak şimdi. yapılanın pişmanlığı ve daha ne kadar alçalabilirim sorgusunu kendinden vazgeçmişliğin farkına varıp hissedilen o alçak duyguyu karşındakinin yüzünde görebilmişmiydin acaba. o farkındalıkla bile sığınacak tek limanın yine ona onları yaşatan olduğu gerçeğine ne demeli peki? çok yazık değil mi yaa. yaşattığın, koparıp söktüğün uzaklaştırdığın onca şeye rağmen hayatındaki dönüm noktasına saygıdan sabırlar tüketirken hiç kendini dışardan izleyebilmişmiydin ki. hadi zaman 3 yıl önce bir zaman, sen şimdiki zamanda artık sevmeyi öğrenebildin mi? sevmenin zehirli bir sarmaşık değilde gül bahçesi gibi insana hep güzellik hep mutluluk veren insanın resmen içini açan bişey olduğunu, işin özünde engel değil desteğin olduğunu, karşındakinin de bir birey olduğunu farkedebildinmi? terkedilişden sonra bu aydınlanmaları yaşamadıysan titre, o kanında o canında o bütün hücrelerinde hisset şok dalgasını. farket zavallılığını.

    YanıtlaSil
  6. Ne de güzel dedin değil mi özel ve de güzel kalacak şeylere terbiyesizlik yapmamak lazım diye. Sen yaptın bunu. Hem de hemen yaptın bunu. Söylemiştim de zaten değil mi sana? Sense inkarla karışık şeyler söylemiştin. Gözlerimle gördüm ve de okudum tamam mı. Saygı diyeceksen önce kendine bak.

    YanıtlaSil
  7. sen 'sen'i yanlış yorumluyosun. saygısızlık konusuna gelince de, arada bi bu konu hakkında yazdığın bu dahil diğer yazıları, mesajlarıda oku. insanları kendinden uzaklaştırmaya devam et. neyse may the force serve you well ne diyim.

    YanıtlaSil