26.7.10

Sometimes Beer Is Just a Beer


Biradan pek haz etmem, herkes de bilir bunu. Lisedeyken overdose şekilde sahillerde teenager şekilde içtiğimden olsa gerek aramızdaki bütün ilişki kesilmişti. Bir de gastritime de pek iyi geldiği söylenemezdi.

Ama bugün garip bir şey oldu. Bizimkiler Guitar Hero'dan çıktıktan sonra bira içelim dediler, bense diretmek yerine hadi hadi diyerek körükledim...
(Ulan yazı ilk defa bira içmeye başlayan birinin anısı gibi olmadan müdahele edeyim)



Kadıköy tayfamı özlemişim. Hem de tekmili birden orada olunca cidden özlediğimi fark ettim. Yağmur yağmaya başlaması ile Karin'in bahçesinin üst tarafı kapandı ıslanmayalım diye! Biz de apar topar biraları içerek biraz ıslanalım, serinleyelim bu bunaltıcı sıcakta dedik; ama çıkmamız ile beraber yağmur çiselemeye döndü. Hatta yok oldu neredeyse.

Yağmur bile tereddütte yağarken. Ulan yağsam mı n'apsam diye düşünüyor. Amk yağmura da mı benzetecektim kendimi. Hala oryantasyondayım insanlara tekrar karışabilmek konusunda sanırım. Eskiden evde 5 dakika bile duramayıp birinin yanına kaçardım.
(Yazar burada aslında ajıtasyon yapmak istemiyor ama, o yöne gidişi bir türlü durduramıyor.)

Gerçekten başarılı bir Anti-Sosyalim ben. Ya da, diye diye kendimi bu hale çevirdim; tam emin değilim.

Neyse, yalnızım ama biliyorum ki yalnız değilim derinlere indiğimde.

Dedim ya, oryantasyonum halen devam ediyor, hele bi' bitsin de...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder