28.11.09

Bilim- Kurgu'm Geldi

Yatağından sıçrayarak kalktı. Demin gördüğü rüya, yani, beyni tarafından, kaslarını böyle harekete geçirmişti. Etrafına baktı ve saniyesinde bunun bir rüyadan ibaret olduğunu anlamıştı. Fakat buna rağmen hala rüyada hissettiği korku, heyecan ve keder duyguları hala bedenindeydi.

Yanında duran sigarasını yaktı hemen, yavaş yavaş normal hisleri, gerçek dünyadaki hisleri, geri geliyordu. Korkunun yerini, uyku mahmurluğu almıştı bile...

Neden bir rüya insanı böylesine hissettiriyordu? Neden gerçek gibiydi?

Her zaman yaptığı gibi elini yüzünü yıkadı, ne kadar yüzünü silerse silsin o ıslaklık 2-3 dakika daha sakallarında durmaya mahkumdu. Ve o serinliği de zaten çok seviyordu, yadırgamıyordu. Bilgisayarını açarak maillerine, msnine vs bilimum online komünikasyon dalgalarına baktı. Konuşacak birini aradı eli.. Ama ne hakkında konuşacaktı ki?
''Beni bir rüya gördüm demin, çok kötüydü, gerçek gibiydi! Neden böyle oluyordu?'' Böyle dediği an, kim olursa olsun vereceği cevaplar belliydi. Ya akşam götünü açıp yatmış ve soğuğu yiyip kabus görmüştü, ya da akşam yemeği fazla kaçırmıştı ve ya daha da realist yaklaşan birine denk gelip, olur öyle ithamına maruz kalacaktı. Vazgeçti o an zaten...

Uyku insanın teslimiyetidir, karanlığa teslimiyetidir.

Kafasındaki bu düşünceleri bırakıp hazırlanmaya başladı. Bir arkadaşı ile buluşacaktı. Gerçi gideceği yer hakkında hiçbir fikri yoktu. Eh, sora sora Bağdat bulunuyordu neticede. Kasılmadı bunu düşündüğü an. Rahatladı ve ne giysem diye düşündü. Dolabını açması ile kapaması bir oldu, kapının arkasında asılı duran gömleği giydi, altına da kotunu. Çıktı evden...

Rüya bir bilinmeyene gidiş, bilinecek şeyi ön görüştür. Rüya bizi daha önce görmediğimize hazırlar...

Dolmuştan inip, gideceği yerin otobüsünü sordu tanımadığı birisine. Bindi otobüse. Müzik dinlemeye başladı. Etraf ile pek ilgilenmiyordu. Şoföre ineceği yeri söylemişti zaten, zamanı geldiğinde şoför onu indirecekti. Uyuklamaya başladı... İçi geçti, bir müddet sonra otobüs geniş bir çukura girince gözlerini tepkisel olarak açtı. Karşısındaki yaşlı adam, gözbebeklerinin ilk anından son anına kadar iyice dikkat etmişti. Önce kocamandı, sonra küçülmüştü. Bu bakışlar onu tedirgin etmeye yetmişti. Dikkatini dağıtmak için dışarıya baktı. Hiç görmediği binalar, hiç görmediği marketler, dükkanlar vardı. Garip diye düşündü. ''Bugün buraya gelmesem burda bir yaşam olduğuu bilmeyecektim, bu binaları göremeyecektim'' dedi kendi kendine. Yaşlı adam bunu duymuştu. Adama dönüp, '' Senin görmediğin yerde kimse yaşamaz genç adam, gördüğün için yaşıyorlar şu an'' dedi. Ve yaklaştıkları durakta apar topar indi... Adam şaşırmış, biraz da ürkmüştü. Ne demek istemişti ki? Ürpermesinin nedeni ise bu ihtiyarın dediklerini mantıklı bulmasıydı... Daha da derinlere inerek düşünecekken, şoför adamın ineceği yerin burası olduğunu bağırdı. Sesi umursamaz ve horgörülüydü. Yarım ağız teşekkür etti ve indi...

Duyularınla algılayamadığın şeyler yoktur, sana göre yoktur! Algılarsan vardır! Görmediğin birşeye var demek, tatmadığın bir yemeğin lezzetli olduğunu söylemektir. Yani yalandır!

Eve gelmişti. Yorgundu biraz. Beyni zinde ama kasları onlara ihanet ediyordu. Beynini kullanmak istedi. O moruğun ne demek istediği üstünde kafa yormaya başladı... Gittiği o ilçe, gittiği için mi vardı? Bütün hayat benim yaptıklarım üzerinden mi dönüyordu? Mantıksız gelmesine rağmen, egoları hafif oynaşmaya ve bütün hayatın kendi üstünden döndüğü olgusuna inanmaya başlamıştı. Neden rüya görüyordu peki? Neden gerçek gibiydi? Çıldırmak üzere olduğunu düşündü. İzlediği filmler, okuduğu kitaplar, çıldırmasını tetikliyordu... Bir anda beyninde şimşekler çaktı. 2 haftadır tek bir salise rüya görmemişti. Eh, bu süra zarfında da hiç bir yere gitmemişti. ''O zaman 2 hafta boyunca evinin etrafı dışında hiçbir yer var olmamıştı.'' dedi yüksek sesle. Sesinde heyecan vardı. Bir sigara yaktı. Küllüğü koydu. Dumanı izledi, izledi, izledi... Uykuya daldı...

Sabah kalktığında gene hiçbir rüya görmediğini fark etti hemen. Ve bugün gene evdeydi. Parçaları birleştiriyordu kafasında. Hiç bilmediği bir yere gitmek istedi. Neresi olduğu kafasında mevcut değildi. Ama bilmediği bir otobüse binip bilmediği bir yeri görmek istedi. Eğer bu olursa kafasını kemirdiği düşünceyi çürütecekti. Ama bir sorun vardı, arkadaşı bugün evine gelecekti. Onu arıyıp, bir işi çıktığını söyleyecekti. Telefonu eline aldı, numarayı tuşlarken; kapı çaldı. Havaya okkalı bir küfür savurdu. Kapıyı açtı. Klişe selamlama ritüellerini yaptılar. Tek gidemiyorsam diye düşündü, onunla giderim. Evet! Arkadaşı ile gideceklerdi. Fakar tam bu esnada, arkadaşı tuvalete koşturdu. Öğürme sesleri geldi. Bu sefer havaya değil, arkadaşına okkalı bir küfür salladı. Kustukça kusuyordu. Beş dakika kadar sonra ses gelmemeye başladı, tuvalete gidip baktığında arkadaşı baygın halde yatıyordu. Tabii arkadaşı okkalı bir küfür daha yedi bu esnada. Arkadaşını arabaya koyup, daha önce gittiği hastaneye götürdü. Bütün gece başında bekledi onun. Kimsesi yoktu zira arkadaşının...
Avluda sigara içerken düşündü...

'' Ben rüya görmedim. Yeni bir yere gidemedim. Ben rüya gördüm, hiç görmediğim bir yere gittim. Evet! Rüyalar bize yeni olgular veriyor, bize hiç görmediğimiz yerleri yüklüyor beynimize. Bunları rüyada görmememiz için ise rüya denen duyusal karmaşıklığı dayatıyor. Evet! Evet! Artık rahat uyuyabileceğim. Evet! Rüya bunun için var. Bunun için uyuyamayan insanlar, güne karışmakta zorluk çekiyorlar, algıları yavaşlıyor! Çünkü onlar görmeleri gereken rüyayı göremiyorlar, zaman bütünlüğü adına o yeni yerleri göremeden geçiyorlar! Evet! Böyle olmalı! ''


2 yorum:

  1. Günlerdir uyumamak için direniyorum çünkü gördüklerim sadece kötü. uyanınca da gerçek sanıyorum ve yataktan çıkmadıkça da gerçekliğini koruyor. inanılmaz sıkılıyor canım. sonra gün akıyor, sonra bakıyorum ki yine uyuma vakti gelmiş insanların. ben de bir yerden tutunmalıyım ama istemiyorum ki! sabah 6 oluyor, 8 oluyor. belki o zaman biraz.. Sonra gün içinde konuşuyorum ediyorum gidiyorum geliyorum ama bu eylemler on dakika sonra rüya gibi gelmeye başlıyor. algılarım dikkatim kayboluyor işte. tuhaf bilmiyorum. ama benim rüyalarım kendi içinde anlamlar barındırır ve belki de o yüzdendir bu kötü rüyalar ve kötüye yormalar...

    YanıtlaSil
  2. Makinist'e bağlama da sonra (:

    YanıtlaSil