Yağız: Amk, çevirme var.
Caner: N'olacak oğlum.
El işareti yaparak kenara çektirir.
Amerikan hayali olarak, polis memuru yaklaşana kadar ellerim direksiyonda kalır ve yanaşınca cam açılır usulca.
Polis: Arabadan inin bakayım bi'.
C: İneyim mi lan ben de?
Y: Ne bileyim amk ya, öf.
P: Arkadaş da insin söyle ona. Geçin şöyle öne doğru. Ne iş yapıyorsunuz?
Y: Öğrenciyiz memurum.
P: Öyle mi? (Bizi süzer tepeden tırnağa). Arabada yasa dışı ya da bulundurulması yasak bir şey var mı?
Y: Hö?
P: Var mı ulan işte bir şey üstünüzde?
Y: Yok memur bey. (Memurumdan memur beye direk geçiş)
P: Nerede okuyorsunuz, bölüm ne?
Y: İstanbul Üniversitesi'ndeyiz, Veterinerlik okuyoruz.
P: Derdime çare baytarım yok keh keh keh.
Y: ?!?!?!?!
P: Neyse, kimliklerinizi arkadaşa verin bi baksınlar sabıkanız var mı diye; ben de arabayı arayayım bakalım.
Y: Tabii memur bey.
P: Tamam, gidin artık beklemeyin, bitti.
Y: Amk bari paspası düzeltseydin, kaldırıp bırakmış.
C: O değil de, önümüzdeki çevirilen kadın manyaktı.
Y: Harbiden ha, afetti.
C: Sabıkası varmış ama. Polis öyle dedi diğerine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder