
Yaşantımızda en çok kaçtığımız şeylerin arasında ' ortada kalmak ' insanoğlunun en çok karşılaşmaktan korktuğu temel içgüdülerden bir tanesidir. İlk insanlıktan bu yana paylaşımcı , iş bölümü halinde yaşantı mevcut, ve herkes çıkar sonucu beraber olurlar. Arkadaşlık ilişkileri , iş ilişkileri , devletler arası ilişkiler vs... Bu yüzden kimse aynı ilişki içerisinde başka bireylerle , ortada kalmak istemez. Örneğin ; ben x kişi ile y kişisi arasındaki diyalogumdan çok müthiş haz alıyorum. Ama x ile y birbirlerinden haz alamıyorlar ; daha doğrusu çıkar meselesi yok aralarında, birbirlerine verebilecekleri hiç bir şey yok. Ve bu 2 kişi ile iş ilişkim olsun. 2 side benim üst mertebende olsun. 2 side bana aynı gün bitirmek sureti ile , bir iş vermiş olsunlar, ama aynı zamanda başka iş ile uğraşmayacak olayım. Hangisini seçebilirim ? Ortada kaldım işte. X i seçsem Y bana bozulacak , benden çıkar sağlamamış olacak. Ya da tam tersi. Bakın ne kadar kötü değil mi ?

Ortada kalan ne mi oldu ? Ortada ciddi şekilde kaldı çünkü onunda çıkarı söz konusuydu. Her taraf ona bir çıakr sağlıyordu. Seçim yapması çok zordu. Belki de seçimini yapmıştı. Ama taraflardan birisi onun yanındaydı. Psikolojik baskı , duygusal sömürü vs. hepsi onun elindeydi , yapması daha kolaydı... Ortadaki daha da baskı altına girdi. Bu da benim istediğim şeydi. Çünkü baskı altında ben daha şanslıydım. Yüzümü görebiliyordu , mimiklerimden herşeyi anlayabiliyordu. Ama benim unuttuğum bir şey vardı , ortadaki kararını vermişti. Sadece benim ile olan çıkarını korumak adına benimle , beni seçmiş gibi davranıyordu. Ve ben bunların farkındaydım. Kendimi seçilmiş kişi gibi hayal ettim , bu yalana inandırdım. Ve ' o ' anın geleceğininde farkındaydım. Seçtiği tarafa gitmesinin zamanı. Ve o zaman geldi...
Ben kaybettim belki bu mücadeleyi. Belki kazandım , ama sonradan hükmen mağlup ilan edildim. kim bilir ki ? Ben ortadaki değilim. Cevabı o biliyor...
Bunların hepsi ne için miydi ? Sadece sevgi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder